16 Kasım 2011 Çarşamba

Dön Baba Dönelim


Bizim köyün delisi Bilgin Gökberk yazmıştı:''Bu ülkede herhangi bir milli takım hocasının ortalama görev süresi 1.5 yıl.O yüzden isimlere çok fazla takılmayın.Nasıl olsa yeni gelecek olan teknik adamda bir sonraki turnuvaya katılamazsa gönderilir'' diye.Katılmamak elde değil.Nesneleri tartışmak yerine özneleri linç etmeyi ekol haline getirmiş bir ülke olarak şu anki yaşananlar bende sebepsiz bir dejavu hissi uyandırıyor.

Günümüzün modern futbol ortamında başa geçecek olan teknik adamı artık ırkçılık seviyesine varan ithamlarla yerli olsun tartışması yapmak,''biz duygusal ülkeyiz,bize gaz verecek adam lazım'' diyecek kadar salaklaşmak,''bizim hoca put gibi,bak Bilic'e adamın paçasından ter akıyor'' diyecek kadar cahilleşmek bu ülke medyasının sığlığının ne kadar vahim boyutlara geldiğini gösteriyor.

Ekran başında yorumcu kisvesi altında ''bizim duygularımızı öldürdüler Ercan'' diyecek kadar aptallaşmak ve bu aptalın söylemlerinin ardından koşarak bu şahsı futbol bienali kabul etmek bulunduğumuzu noktayı hak etmemizin sebeplerinden biri olsa gerek.Aynı arkadaşların 2006'daki İsviçre maçından sonra ''çok duygusalız,akıllı oynamamız şart'' diyerek nabza göre şerbet vermedeki ustalıklarını rahatlıkla görebiliriz.

Hiddink'in bu ülkede kalma süresinin azlığını eleştirebilirsiniz yada futbolcularla aynı dili konuşamamasının başarısızlığı getirdiğini de savunabilirsiniz.Tamamda abi aynı Hiddink G.Kore'de de,Avustrulya'da da,Rusya'da da üç aşağı beş yukarı aynı sürelerde görev yaptı.Ben Hiddink'in Japonca veya Rusça bildiğini de zannetmiyorum.Oralarda oluyorsa buralarda olmuyorsa dönüp aynaya bakmakta fayda var.Yada hiç gereği yok.Hiddink'in söylemleri bu ülke için zaten bir ayna niteliğinde.O söylemleri oturup,iyice bir analiz etmenin vaktidir.Hiç olmazsa böyle bir futbol filozofundan hiçbir şey öğrenemedik demeyelim cümle aleme.

AYNA AYNA SÖYLE BANA...

Hiç yorum yok: