10 Ekim 2011 Pazartesi

Mantalite Farkı


''Kimse alınmasın ama fizik olarak yetersiz arkadaşlarımız var.Ben 6 aydır oynamıyorum bir eksiğimi gördünüz mü?Bir gerçek var daha fazlasını yapabilirdik.Beraber çalışmamız,beraber yürümemiz gerekiyor.Bunu herkes kendi kafasına sokmalı.Herkesin işe kendisinden başlaması gerekiyor.Bazı şeyleri idmanda görüyoruz.Yetenekle bu iş olmuyor.Yüzde 70'i,80'i çalışma ile oluyor,beraberlikle oluyor.Eksiklerimizi masaya yatırmamız,disiplinle çalışmamız gerekiyor.''


Bu sözler Almanya maçından sonra Hamit'in söylediği sözler.Yani öyle herhangi biri söylemiyor.Futbol aklına her daim saygı duyduğum Hamit Altıntop söylüyor.O yüzden bu sözlerin ardındaki gerçekleri iyi etüt etmek gerekir.

Almanya maçının ardından ülkecek bir alman girdabına girdik.Almanların mükemmelliği karşısında bizim yetersizliklerimizin bu kadar açığa çıkması çok olay oldu.Her hattıyla mükemmelliği yakalamış Alman milli takımı ile kıyaslandığımızda bizim hanemizde hep çarpı vardı.Teknik-taktik ve fizik üstünlüğünün yanı sıra mental üstünlükleri de skoru sürpriz kılmıyor.Kimileri bu mağlubiyetin sebebi olarak Hiddink'in 1 haftadır söylemlerini gösteriyor,kimisi x oyuncunun oynamamasını,kimisi ise Hamit'in kaçırdığı gole bağladı.Lakin işin iç yüzünde çok farklı bir nokta var.O da Almanya ile aramızdaki mantalite farkı.Hamit'in söylemide bu farkı çok güzel ortaya koyuyor.

Hiddink bu ülkeye geldiğinden beri hep aynı şeyi söylüyor.''Türkiye yetenek olarak çok zengin bir ülke fakat çalışma disiplini zayıf''.Bunun sonucu olarakta hep fiziki eksiklikleri dile getirdi.Belki kaybedilen Almanya maçı için bu eksikliğin büyük rol oynamadığını söylesekte ülke futbolumuzun temel zaafiyetinin çalışma disiplini  olduğunu söylersek çok yanılmış sayılmayız.Saf yeteneğin bol olduğu fakat üstüne koyma kabiliyetinin yok denecek kadar az olduğu bu ülkede bu yüzden hep birşeyler eksik.Çok yetenekli deyipte seneler boyu yerinde sayan birçok futbolcu mevcut bu topraklarda.Yetenek olarak Almanlardan hiçbir farkımız olmamasına rağmen bugünkü A Milli Takım ile Almanya arasındaki fark onların sahip olduğu mantalitenin bizde var olmaması.Bu yüzden olsa gerek 75 milyon nüfuslü bir ülkenin yapamadığını 5 milyonluk azınlıktan yapıp,paket halinde Madrid'e oyuncu gönderiyorlar.Bu yüzden olsa gerek Hiddink yeni jenerasyonunu yaratırken takımın temelini altyapı eğitimini avrupadan almış oyuncularla atıyor,onlara daha çok güveniyor.

Milli takımlarda yeniden yapılanma,liglerde daha fazla genç oyuncuya şans verme,genç oyunculardan yeni bir jenerasyon yaratma....Sahip olmamız gereken mantalitenin olmadığı bir temelin üzerine ne kadar doğru işler yaparsak yapalım bizi arzuladığımız uzun vadeli başarılara götürmez.Serpil Hamdi Tüzün'ün de dediği gibi alınanan karar yanlışsa uygulamanın doğru olmasının hiçbir anlamı yok.


Maçtan sonra Hamit'in çıkıpta bu kadar güzel bir özeleştiri yapması ise beni hiç şaşırtmadı.Zaten bunu yapsa yapsa Hamit yapardı.Hamit gibi vizyonu yüksek oyuncuların bu takımda çoğalması dileğiyle.Çünkü vizyon gücü yüksek oyuncuların olduğu bir takımdan vizyon gücü yüksek bir futbol çıkar.Bu gerçeğide unutmadan bir köşeye not etmek lazım.

5 Ekim 2011 Çarşamba

Napoli İnanmış Beyler!


Çılgın başkan De Laurantis inanmış desek daha doğru olur herhalde.Dibe batmış bir kulübü satın alan çılgın film yapımcısı bugün Napoli'nin geldiği noktanın en büyük müsebbibi olsa gerek.6 sene önce Seri C'de mazisini arayan bir kulüp bugün şampiyonlar liginin en zor grubunda 2 maç sonunda 4 puana sahip.Geçen sezon İatlya Liginde yazdıkları tarih kaldığı yerden devam ediyor.Daha güçlü ve daha yıkıcı olarak.

Hafta sonu bizi tek maçtan yatırmış olsada İnter deplasmanında aldıkları 3-0'lık galibiyet takdire şayandı.Geçen sezonki Cavani-Lavezzi-Hamsik combosuna bu sezon Gökhan İnler ve Pandev'de dahil olunca çok seyredilesi bir takım oldular.Tarihlerinde ilk kez  katıldıkları şampiyonlar liginde yakaladıkları ritim çok iyi.Özellikle M. City deplasmanında alınan berbaerlik ve ortaya konan futbol onların çok rahat devlerle kapışabileceklerini göstergesi oldu.Üstelik avrupanın diğer pek çok takımı gibi şampiyonlar ligi-yerel lig arasındaki tökezlemeleri çok ciddi yaşamadılar.Ligde 5 maç sonunda 10 puana sahipler.

Geçen sezon izlemekten keyif aldığım3-5 takımdan biri olan Napoli'nin geldiği nokta muazzam.İyi bir takım,iyi bir teknik adam,çılgın bir başkan,büyülü bir stat ve görkemli bir mazi.E o zaman Napoli'yi izlemeye devam...

Tutku


Hayatın herhangi bir alanında hangi işle uğraşırsanız uğraşın başarınızı etkileyen en öenmli faktör sahip olduğunuz ''tutkudur''.İngilizlerin deyimiyle ambition.İçinizdeki tutkunun büyüklüğü bir şekilde ulaşacağınız başarıların büyüklüğünü bir yansımasıdır.

Aktif futbol yaşantısında 26 yılı devirmiş Alex Ferguson'un gerek F.A Cup 3. tur maçında atılan gole,gerek şampiyonlar ligi çeyrek finalinde atılan gole,gerekse Swensea maçında atılan 5. gole verdiği gol sevinci tepkisi bu adamın başarı sırrını kıssadan hisse ortaya çıkarıyor.26 yıl boyunca sahip olduğu bu tutku ona bir 26 yıl daha başarı garantisi veriyor.

Geçen pazar Fatih Terim'in Ankaragücü maçında Kazım'ın attığı golden sonraki sevinci çok dikkatimi çekti.Kimine göre abartılı,kimine göre çok itici bana göre ise oldukça tutkulu bir sevinç.

Kariyeri boyunca bundan değerli birçok gole şahit olmuş bir ismin o gole verdiğii reaksiyon Terim'in konsantrasyonunun ne kadar üst düzeyde olduğunun bir göstergesi.2 yıllık aktif dinlenmede Fatih Terim arzusunu ve tutkusunu çok iyi toplamış.Gelecek adına umutla bakmak için çok güzel donelerden biri bu olsa gerek.Başarı için gerekli olan en önemli öğenin bu olduğunu düşünecek olursak Fatih Terim'in içindeki bu tutkunun her geçen gün artması dileğiyle...

4 Ekim 2011 Salı

Kafa Karışık,Akıl Bulanık


Öğrenci evi yaşam standartlarına uyum sağlamaya çalışma,gazı kaçmış futbol ortamında sarı-kırmızı renklere sarılarak suni heyacan yaratma çabası içinde geçiyor günler.ÖSS çilekeşliğine devam ettiğimiz şu günlerde bir de üstüne fiber optik kablolulu internet dünyası elimizin altında olmayınca çok boşladık bloğu.Kafada sonu hep soru işaretleri ile biten binbir türlü sorunun olduğu şu günlerde incir çekirdeğini dolduracak kadar bile emek veremedik bloğa.Oysa burası ''benim'' olan ender yerlerden biri.Sevdiğim oyun üzerine yazarken rahatladığım,rahatlerken mutlu olduğum,mutlu olurken kendimi bulduğum bir yer.O yüzden yazmak gerek...Kafayı yavaş yavaş topladığımız,yeni hayat düzenine ufaktan alıştığımız şu günlerde bloğa da iyice ısınmak gerek.Her blogcunun ilerleyen zaman içinde başucu sözüdür ''daha sık yazmalıyım''.O zaman daha sık yazmak gerek...