5 Mart 2013 Salı

Sistem Çıkmazları



Ortada çok net bir gerçek var:Galatasaray bu sezon bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar iyi maç oynamıştır.Üstelik geçen haftaki sezonun Galatasaray adına en görkemli maçlarından biri olan Ordu maçı bile iyi oyundan daha ziyade bir kaosun sonucunda kaliteli ayaklardan geldi.Sezon arası sistem değişikliği yada diğer bir tabirle oyun değişikliği kaçınılmaz iken Drogba ve Sneijder gibi üzerine ayrı ayrı sistemler yapabileceğiniz iki ismin kadroya katılması çok kafa karıştırıcı oldu.Zira Terim'de bu konuda çok net değil şu ana kadar.

Eskişehir maçı üzerinden sezona dair bir çıkarım yapmak gerekirse Galatasaray bu sezon kaybettiği bütün maçları belkide kağıt üstünde en güçlü olduğu bölge olan orta sahada kaybetti.Özellikle rakibin kadrosunda ortasaha-forvet özellikleri bulunan isimler galatasarayı ortasahada çok çaresiz bırakıyor.Son maçta Necati'nin,Schalke maçında Hunteelar'ın bu tarz oyunu galatasaraya oyunu ortasahada kaybettirdi.Burak-Drogba ikilisinin ortasaha agresifliğine yaptıkları katkı çok tatminkar olmayınca bu sıkıntı dahada fazla büyüyor.

Melo-Selçuk-Sneijder-Hamit gibi sayabileceğin isimler çok üst düzey duruyor kağıt üstünde.Lakim Melo'nun çok kötü geçen bir sezonu,Sneijder'in maç temposuna yeni yeni alışması bu güçlü bölgenin en büyük zaafları.Üstelik ileri üçlüden yeterli savunma desteğinin gelmeyişi bu isimleri çok yıpratıyor.Misal Selçuk son zamanların takımda en çok yıpranan,efor sarfeden ismi.Açıkları kapatmada ortaya koyduğu özveri muazzam.Buda onu oyundan ilerleyen dönemde daha çabuk düşürüyor.

Sonuç itibari ile Drogba-Sneijder sonrası tahtaya ilk yazılan isimler olarak baktığımızda bunların yanına Burak'ı da eklediğimiz zaman ortaya kolay teslim olan ve ortasahada çabuk teslim alınan bir takım ortaya çıkıyor.Bkz. Ordu maçı ilk 45 dakika,Schalke maçı ilk 45 dakika,Eskişehir maçının tamamı.

Bu sorunların çözümünde 4-3-1-2'nin yeterli olmayacağına Schalke maçında çok net karar verdim.Özellikle Sneijder'in arkasına yerleştirelecek üçü konusunda bu kadronun içinde o tip elemanları bulmak zor.O üçlünün en büyük özelliği inanılmaz dinamik bir oyun oynamalarıdır.Melo'nun rakibi 30-40 metre bile takip etmediği bir noktada ona üçlünün merkezinde görev vermek oldukça ironik olur.Bu sistem Schalke gibi seviyesi çok yüksek maçlarda kullanılamaz belki ama seviyesi daha düşük maçlarda denenebilir.

Son zamanlarda ortaya atılan 3-5-2 çözümüde bana çok hayalci geliyor.Eğer 3-5-2 oynayacaksanız bek-kanat-açık özelliklerini aynı bünyede barındıran kenar oyuncularına sahip olmalısınız.Çünkü bu sistemde asıl kilit onlar.Galatasarayın sağına belki bu noktada Eboue'yi yazarsınız ama sol taraf bu noktada yetersiz kalır.Ki ben son zamanların Eboue'sini bile yazmam.

4-3-3 yada onun varyasyonu olan 4-2-3-1 bu noktada daha makul tercihler olarak elde kalıyor.Burada önemli olan oyuncu seçimleri.Bu noktada Burak ile Drogba'yı aynı kadroya koyuyorsanız Burak'tan daha fazla efor sarfetmesini isteyecekseniz.Sonuç itibari ile yaşı 34 olan Drogba'dan bunu bir noktaya kadar beklerseniz.Bu noktada bie şekilde rakibi bozacak,dinamizmi ile Drogba yada Burak'ı rahatlatacak bir Umut veya yabancı sınırına takılmazsa Elmander elzem gibi duruyor.Burada gerekirse Drogba veya Burak'tan bile vazgeçilebilir.Yada bir tercih olarak seviyesi yüksek maçlarda Burak-Drogba tahtaya yazılırsa Sneijder'den feraget edilmesi mecburi bir hamle gibi duruyor.

Sonuçta ortada büyük bir çıkmaz var.İyi oynayamayan bir takım ve önünde tarihinin dönüm noktalarından biri olabilecek bir Schalke maçı var.Gençlerbirliği maçı ise bir nevi Schalke maçının taktiksel antremanı olacak.Yada biz öyle sanıyoruz.İlk maçta olduğu gibi Terim'in Sneijder'i hiç denemeden sola koyduğu gibi radikal kararlarını görsekte Gençlerbirliği maçı kısa vadede bize saha içi diziliş hakkında bir takım bilgiler verecektir.

Hiç yorum yok: