25 Kasım 2014 Salı

Gittikçe Yükselen Haller İçindeyim

     



     Bugünlerde durup durup etrafıma bakıp "nerdeyim ben?kim bu insanlar?kim bu yabancılar?" paradoksu yaşıyorum.Sürekli gördüğüm ama bir türlü mantığa oturtamadığım insanlar.Süre gelen yaşamım boyunca ilginç bir noktaya geldim.Hayatı ikiye böldüğümüz zaman "beklentiler" ve "gerçekler" iki kısım çıkar karşımıza.Ne beklersin ne bulurusn.Bugün beklediğim hayatı çok büyük bir farkla ıskaladığımın farkına varıyorum.

     Hayattaki başarısızlığımı çok önemsimiyorumda bu başarısızlığımın başkaları üzerindeki etkileri daha çok yoruyor beni.Daha çok yıpratıyor.bugüne kadar aile bağı olsun,dost bağı olsun özenle kurduğun,zaman zaman korumak için binbir çaba verdiğin o bağların hepsi birgün geliyor sana ayak bağı olmaya başlıyor.Mesele sen olmaktan çıkıyor çünkü bir süre sonra.Birşey yapmadan önce aileni düşünüyor oluyorsun.Onlara etkisi nasıl olur diye.Bir şey yapmadan önce aşkla bağlandığın kişiyi önceliğin alıyorsun.Hayatının merkezine onu koyup öyle yaşıyorsun.Ve sonra kendi hayatının sorumluğunu almak yerine başkalarının sorumluluğunu yükleniyorsun üzerine.Ve bu çok daha ağır oluyor.

     Son zamanlarda çok düşünüyorum ailemi.Başarısızlıkalarımın onların üzerindeki tesiri bendekinden daha fazla.Bu da bendeki tesirini arttırıyor.Kendimi değilde onları düşünür oldum.Yoksa bana kalsa şu an içinde bulunduğum şartların canı cehenneme.Ama çekip gidemiyorsun.Herşeyi arkanda bırakamıyorsun.Çünkü onlara karşı sorumlulukların var.Bu kadar sorumsuzluğumun arasında hemde.

      Belkide herşey Oruç Arouba'nın dediği kadar nettir.Hem gitmeyi istemek,hayalleri gerçekleştirmeyi deli gibi arzulamak hem de bunu yapacak cesareti bir türlü gösterememek.Araf denen şey bu olsa gerek...

     Oysa, düşlerimi gerçekten gerçekleştirmeye cesaretim olsaydı, beklemektense, işe girişip, en azından, başarısız da olsam, gerçek ve evet hakedilmiş bir yıkıma ulaşabilirdim; ya da, korkaklığımı açıkça kabullenerek, gerçeklere boyuneğip, düşlerimi bir kenara atabilir; o zaman da, gene hakedilmiş bir lanetlenmeyi gerçekten yaşayabilir; sonunda da pısırık ve sessiz bir ölüm bulabilirdim
İkisini de yapmadım
Böylece ortada bıraktım kendimi..
Oruç Aruoba

Hiç yorum yok: