9 Nisan 2012 Pazartesi

Halef-Selef

Yıllar boyu Nezih Ali Boloğlu'nun bokunda boncuk mu var dedik durduk.Yönetimler gidiyor,teknik adamlar gidiyor,futbolcular gidiyor bir tek kaleci antrenörü Nezih'i yerinde kalıyordu.Hayır antrenörlüğünü yaptığı kaleciler de Allah'a emanet.Aykut 10 yıldır bir arpa boyu gelişim gösterememiş,gelen yabancı kalecileri bir gram bile yukarı seviyeye çekememiş bir antrenör.Hayır kalecilik başka bir meslektir biliyoruz.Öyle her önüne gelen ahkam kesmemeli lakin insan sahada antrenörün hiçbir etkisini görmeyince de garibine gidiyor.

Allah'tan sonunda aklı selim birileri çıktıda Nezih'i ile yollar ayrıldı.Kaleci antrenörlüğüne Taffarel getirildi.

Sene başında da yazmıştık sezonun en iyi transferi Taffarel'dir diye.Onun floryaya getirdiği neşe bile başlı başına bir etkidir.Teknik ekibinizde böyle bir ''dünya markasını'' barındırmak sizi her türlü kulvarda prestijli kılar.Bir de eğitimine yetenekli bir kaleci verdiniz mi ortaya bir halef-selef meselesi çıkar.

Dün Muslera bu sezon kalesini 16 maçta gole kapayarak Taffarel'in 1998-1999 ve 1999-2000 sezonlarındaki 15 maçlık rekorunu kırdı.Yani bir nevi çırak ustasını geçmiş oldu.Ama zaten hep böyle değil midir?Çırak ustasını her zaman geçer taki ustası çırağına verebileciği herşeyi verdiği vakit.

Taffarel'in bu takıma etkisi sadece Muslera'nın 16 maçta gol yememesi ile ölçülemez.Bu sadece küçük bir detaydır.Onun bu takıma etkisini çok net görmek isteyenler  Ufuk'un türkiye kupasındaki performanslarına bir kez daha baksınlar.İşte Taffarel'in asıl etkisi budur.

Ha bu arada Muslera'nın talibi çokmuş.Gidebilirmiş.Mühim değil.Asıl önemli olan Taffarel'i bu takımda tutabilmek.

Hiç yorum yok: