18 Temmuz 2011 Pazartesi

İki Ucu Boklu Değnek


3 temmuz sabahı yapılan şike operasyonlarının ardından 15 gün geçti.O günlere dair aklımızda geçen ne ise hepsine bu blogda değindik.Lakin bugün geldiğimiz nokta ise bundan iki hafta önce beklediklerimizin tam tersi şekilde ilerliyor.Bu olayın ilk günlerinde dediğimiz kararlılık ve olayın laçkalaştırılmaması gerekliliği bugün görüyoruzki tamamıyla anlamını yitirdi.Artık hepimiz ilk şoku atlattıktan sonra yaşananlara alıştık.Hatta yavaştan unutmaya başladık desem yeridir.Fakat geldiğimiz noktadan sonraki süreçte yaşanacak olanları dikkatlice düşününce bu işin sonunda büyük çıkmaza gireceğimiz kesin.Yani iş tam anlamıyla iki ucu boklu değnek kıvamına gelmiş vaziyette.

Bu olayın sonunda iki seçenek var.Ya yapılan operasyonlar sonucu hapse gönderilen malumunuz kişiler suçlu bulanacak ve ülke futbolunda geçen sezon şike yapıldığı yargı tarafından tescillenecek yada hapse gönderilen şahıslar yaşanan yargı sürecinin ardından suçsuz bulanarak serbest bırakılacaklar ve ülke futbolunda geçen sezon şike yapılmadığı yargı tarafından tescillenecek.Gelin şimdi bu iki şıkkıda ayrıntılı bir şekilde inceleyelim.

Şayetki hapse gönderilen şahıslar belirli bir yargı sürecinin sonunda suçlu bulundu ve geçen sezon şike yapıldığı ortaya çıktı.Tabi burada önemli olan belirli bir yargı sürecinin ne kadar süreceği?Geçen süreye baktığımız zaman hapse gönderilen şahısların yargılanması tahminen 3-4 ayı bulacak en erken ihtimalle.Sorun şuki artık bazı şeyler için çok geç.Gaziantepspor çoktan avrupa kupası maçını oynamaya başladı.Trabzonspor'un şampiyonlar ligi ön elemesindeki rakibi belli oldu.Bir iki haftaya kalmaz maçı var.Peki şike yapıldığı ortaya çıktığı vakit ne olacak bu durum?Gaziantepspor direkt bir üst tura mı çıkacak?Peki o zaman rakibi Minsk'in durumu ne olacak?Peki ya Trabzonspor direkt mi gidecek şampiyonlar ligine?O zaman Benfica'nın rakibi kim olcak?Bu durumda ligde Kayserispor avrupaya katılmaya hak kazanacak.Peki ama onlar hazırlık takvimini ve transferlerini sadece süper ligi düşünerek yaptılar.Hazırlıksız katıldıkları bir turnuvada ne kadar başarılı olabilirler?Keza Bursaspor'un da şampiyonlar ligi ön elemesi oynamayı hak kazandığını düşenecek olursak avrupa ligi ön elemesinde çekmiş olduğu rakip ne olacak?Peki ligden düşen takımlar ne olacak?Konyaspor,Kasımpaşaspor,Bucaspor.Bu takımlardan hangileri tekrar süper lige dönecek?Yada dönme ihtimalleri ne olacak?Peki bank asya'da durum ne olacak?Şayet şike olayı bank asya'ya kadar sıçramışsa süper lig için sorduğumuz bütün soruları tekraradan bank asya şeklinde sorabiliriz.Tabiki en önemlisi de bütün bu yaşananlar karşısında Uefa'nın bize karşı tutumu ve yaptırımı ne olacak?

Bütün bu soruları çok daha fazla çoğaltabiliriz.Bunlar sadece işin teknik detayları.Birde bunun üstüne bu olaylara karışmış kulübün taraftarlarını düşünsenize.Yaşayacakları yıkılmışlık duygusu galiba bütün bu saydıklarımızın çok üstünde bir durum.Sadece düşününce bile içinden hiçbir şekilde çıkamadığımız bu senaryonun başmıza geldiğini düşünsenize.

Gelin birde diğer şıkkı inceleyelim.

Şayet hapse gönderilen şahıslar belli bir yargı sürecinin sonunda serbest bırakılır ve ülke futbolumuzda şike yapılmadığı yargı tarafından tescillenirse işte bu durumda en can alıcı nokta ile karşı karşıya kalacağız.Peki bütün bu yaşananlar boşuna mı yaşanmış olacak?Bunca insan haybeye mi hapislerde süründü?Misal Korcan'ın Sivasspor'la ilişiği kesildi.Peki Korcan denen genç nasıl kalkacak bütün bu yaşananların ardından?Bir daha hangi kulüpte iş bulabilecek?Bulsa bile bundan bir iki sene sonra yine kritik bir şampiyonluk maçında kritik bir hatalı gol yediği vakit dank diye üstüne şikeci muamelesi yapıştırılmayacak mı?Bu yaşadıkları çarşaf çarşaf gazete sayfalarına yansımayacak mı?Keza İbrahim Akın,İskender Alın...Onlarıda aynı kader bekliyor.İbrahim yine şampiyonluk yolunda giden bir takıma karşı akıl almaz bir gol kaçırdığı vakit herkes kuşkuya düşmeyecek mi?Peki ya Serdal Adalı?Beşiktaş için herşeyi yapan,taraftarın çok sevdiği,çok başarılı bir yönetici olan Serdal Adalı'ya ne olacak?Bütün bu yaşadıklarını boş yere mi yaşamış olacak?Çok başarılı bir şekilde devam eden yöneticilik kariyeri bu şekilde mi son bulacak?Peki ama yazının asıl konusu olan adama ne olacak?Tayfur Havutçu'ya?Ne diyor Süleyman Seba ''ben yaparım,Tayfur yapmaz.''Benim için Seba'nın ağzından çıkan her söz,her cümle kanun niteliğindedir.Ya Seba haklıysa?

Bir an olsun düşünün.Efsane olduğunuz kulüp,sizi siz yapan,Tayfur Havutçu yapan kulüpte yıllar boyu top koşturuyorsunuz.O kulübün kaptanlık şerefine nail oluyorsunuz.O kulübün bir efsanesi oluyorsunuz.Ve kariyerinizi bu kulüpte,çok güzel bir jübile ile noktalıyorsunuz.Beyefendi kişiliğiniz,saygılı duruşunuz,centilmen tavırlarınız ile taraflı tarafsız herkesin sevdiği bir isim oluyorsunuz.Daha sonra Mustafa Denizli gibi Shuster gibi önemli simleri yanında stajınızı yapıyorsunuz.Ve daha sonra önünüze koskocaman bir fırsat geliyor.Hep hayaliniz olan bir fırsat.Beşiktaş takımı teknik direktörlüğü.İlk deneyiminizde kısa zamanda bir kupa kazanıyorsunuz.Sezona bol umutlu ve çok dinamik bir şekilde hazırlanırken tak diye kendinizi hapiste buluyorsunuz.Ve uzun bir sürenin sonunda da suçsuz bulunup salınıyorsunuz.Bir an için kendinizi Tayfur Havutçu'nun yerine koyarmısınız.Beşiktaş kariyeriniz başlamadan bitmiş oluyor.Hemde bir hiç uğruna.Yaşadığınız hayal kırıklığını düşünebiliyor musunuz?

Hapse giren insanlara toplum dışı varlıklarmış gibi yaklaşılan bir ülkede yaşıyoruz.İster aklanıp çıkmış olun,isterse bir günlük nezarethanede kalmış olun.Yarın birgün bu yaşananların tekrar önünüze geleceğinden emin olabilirsiniz.Şayetki bu yaşananlar boşa yaşanmışsa işte o zaman en çok Tayfur Havutçu'ya üzüleceğim.Çiçeği burnunda bir genç teknik adamın kariyerinin başlamadan bitmesi 100 metre koşucusunun bir kazada ayaklarını kaybetmesi gibi birşey olsa gerek.Kaldırması ve üstesinden gelmesi çok zor bir durum.

Bu sürecin iki ihtamalinide detayına kadar incelediğimiz vakit iki sonucunda bu ülkedeki herkesi mutlu etmeyeceği kesin.Tabi bir ihtimal daha var.Ama hiç olmasını temenni etmediğim bir ihtimal.O da bu yaşananların içerideki birkaç kişiye yıkılıp,bu yaşananların üstünün kapatılması ihtimali.İşte o zaman geri dönüşü olmayan bir bataklığın içine gömülmüş olacağız.

Neresinden bakarsam bakayım içinden çıkamadığım bir durum.Fakat bir tek şeyden eminim eğerki bu ülkede gerçekten şike yapılmışsa isimler ve kurumlar kim olursa olsun cezasını çeksin.Hemde en ağır şekilde,gözünün yaşına bakmamacasına.

Ama şu bir gerçekki biz bu işi doğru idare edemedik.Bu işi adam gibi yönetemedik.Gerek emniyet olarak,gerek adı geçen kulübün taraftaraları olarka,gerek TFF olarak,gerek basın olarak,gerekse dışarıdan bakan biz insanlar olarak.Yani ülkecek elimize gözümüze bulaştırdık bu işi.Ve bu iş gittikçe çıkmaza giriyor.İnşallah sonu hayırlı olur...

Hiç yorum yok: