6 Temmuz 2011 Çarşamba

Günümüz Futbolunun Gizli Silahı:Scout Sistemi


''Bir kaç yıl önce Bangledeş'ten bir takım bazı maçlar yapmak için İngiltere'ye geldi.Bu maçlar yerel bir Bangledeş topluluğu adına yapılan düşük seviyeli karşılaşmalardı.Ama neden bilmem,ben de izlemeye gittim.Takımın kalecesinden çok etkilendim ve Arsen Wenger'e ondan bahsettim.Arsen Wenger futbolcuyu tanıdığını söylediğinde buna inanamadım.Tanrı aşkına,bu futbolcu Bangladeş'te oyunuyordu!Bu olayın ardından yaşadığımız evrende Arsenal'in bilmediği bir futbolcu olmadığına ikna oldum.''

Bu sözler L'Equipe'in Londra muhabiri Philippe Auclair'e ait.Ve bu sözlerden de anlaşılıyorki bu yeryüzünde Arsen Wenger'in bilmediği,tanımadığı oyuncu yok.Arsen Wenger ise bu özelliğini sahip olduğu muhteşem scout ağına borçlu.

Günümüzün endüstriyel futbolunda altında kural bir transferi minimum ücretle yap,maksimum ücretle sat kuralıdır.Bunu yapmak içinde bir futbolcuyu henüz piyasaya çıkmamışken keşfetmek gerek.Yani işlenmemiş madeni keşfet,o madeni işle ve piyasaya sür.Kural basit.Ama uygulaması o kadar basit değil.Artık tüm kulüpler dünyanın bütün ülkelerine hakimler.Afrika'daki 16 yaşındaki yeteneğin isminide biliyorlar,Bangladeş'teki 12 yaşındaki yeteneğin isminide.Sahip oldukları scout ağları dünyanın dört bir yanını sarmış durumda.Transfer yaşı artık 12'lere kadar indi.Amaç var olan yeteneği hızlı davranarak kapmak.Bunun içinde çok iyi çalışan bir scout ağınız olmalı.


Scout yani gözlemci ağı belkide futbolun en meşaketli işlerinden biri.Sürekli maç izlemek zorundasınız ve kimsenin görmediğini görmelisiniz.Özkan Sümer'inde dediği gibi iyi bir scout  iyi futbolcuyu en kötü günde bile fark edebilendir.Ve bu adamların tek amacı gidip futbolcu izlemek değildir.Bir futbolcunu yaşadığı ortamı araştırırlar,arkadaşlarıyla ilişkilerini incelerler kısaca küçük çapta bir dedektifcilik oynarlar.Ana amaçları seçtiklerinin futbolcunu on sene sonraki halini elde ettikleri verilerle ortaya çıkarmaya çalışmaktır.Kısaca geleceği görmeye çalışmak.

Günümüzün en iyi örneği bu noktada Porto.Her daim pazarlamacı bir ekip olna Porto aynı zamanda yarışmacıda bir kimlikte.Daha önce yazdığım porto gerçekleri yazısında bunları belirtmiştim.Porto son 5 sene içerisinde sattığı oyunculardan 350 milyon avro civarı bir rakam elde etti.Üstelik bu süre zarfı içinde de lig ve avrupa kupası şampiyonlukları yaşadı.Sattığı oyuncunu yerine dünya genelinde sahip olduğu scout ağı sayesinde yeni genç ve yetenekli isimleri çok kolay adapte ederek bu başarılara ulaşıyor Porto.


Arsen Wenger ise 1996 yılında kulübe ayak bastığından beri bu sistemden vazgeçmiyor.Bugün Barcelona'nın peşinden koştuğu Fabregas'ı çok küçük yaşlarda keşfedip Barcelona alt yapısından İngiltere'ye getirmişti.Geçmişte yok paraya aldığı Fabregas için bugün Barcelona'dan 45 milyon avro talep ediyorlar.Fabregas'la yetinmeyen Arsen Wenger bu sezon yine Barcelona alt yapısından 16 yaşındaki Jan Toral'ı renklerine bağladı.Dünya geneline yayılan scout ekbiyle beraber her daim genç isimlerden yana olan Arsen Wenger,bir futbolcunun zirve noktasında satmasınıda çok iyi biliyor.Henry ve P.Vieara'yı sattığı zaman herkes çok şaşırmıştı.Üstelik Vieara'nın yerine 18 yaşındaki Fabregas'ı koymuştu.Henry ve Vieara ise Arsenal'den gittikten sonra asla eski performanslarını gösteremediler.Sürekli gençlere yatırım yaparken artık miladını doldurmuş isimlerden de çok iyi paralar kazanan Arsenal bugün avrupanın en sağlam finansal gücüne sahip kulüplerinden biri.Bu finansal büyüme devam ettiği sürece önümüzdeki 5 yıl içerisinde Arsenal'i dünyanın en güçlü kulüpleri arasında görmemiz içten bile değil.Wenger'in ekibinde ise Francis Cagigao(İspanya ve Portekiz),Giles Grimandi(Fransa,İsrail ve Afrika),Peter Clarke(Hollanda),Danny Karbassiyon(ABD ve Meksika),Tony Banfield(İtalya,Hırvatistan ve Slovenya) gibi üst düzey scoutlar bulunmakta.Ve tabi bütün bu saydığım isimlere bağlı dünyanın çeşitli ülkelerine değılmış bir çok gözlemcide mevcut.

Fubol dünyasında paranın şımarık çocuğu olarak bildiğimiz Abramovich bile kulübü satın alır almaz bu sistemi ciddi şekilde elden geçirdi.Scout dünyasının kralı olarak bilinen Piet Di Vieser'i kulübün transfer danışmanı olarak atamıştır.Hem de bir transfer ücreti kadar parayı göze alarak.Piet Di Vieser dünya futbolunda Ronaldo,Romairo,Robben gibi isimleri bulan bir dehadır.Son dönem keşifleri ile Chealse'ye Obi Mikel,Kalou isimleri kazandırmıştır.Ha belirtmekte fayda var bu sezon Anzhi'ye 14 milyon avroya transfer olan Balazs Dzudsak'ta Di Vieser'in keşfidir.


İyi bir scout ağı kulübün milyonlarca dolar tasarruf etmesini sağlayabilir.Artık hemen hemen bütün dünya kulüpleri güçlü bir scout ağı oluşturmaya başladı.Amaçları ise var olan yeteneği ilk önce keşfetmek.Ülkemizde ise scout sisteminin önemi henüz tam olarak kavranabilmiş değil.Bizim ülkemizde oyuncu izleme bir takım ahbapların kulübe beğendikleri oyuncuyu tavsiye etmesi biçiminde işliyor.Genel anlamda bu sistem üzerine ciddi bir yatırım yok.Gerçi galatasaray Cüneyt Tanman'ın başkanlığında bir oyuncu izleme ekibi kurdu ama bu ne kadar profesyonel bir şekilde işletiliyor orası tartışılır.Bir takım eski futbolcuların o koltuğa oturmasıyla bu iş layığıyla yerine getirlimiyor.Görüldüğü üzere scoutların çok ciddi meziyetleri var.Ve bu işin profesyonellerce yapılması çok daha sağlıklı olur.Dünya futbolunun artık olmazsa olmazı haline scout sistemi umarım bizm ükemizde de artık hak ettiği değeri bulur.Görüldüğü üzere sağlam yapı olarak kurulmuş bir scout ağı bir kulübün gelecek merdivenine döşenmiş bir basamak gibidir.Yükselmek adına çok önemli bir yer teşkil eder.

Hiç yorum yok: