17 Mayıs 2011 Salı

Galatasaray'ın Johan Cruyff'u


Bloğa başladığım günden beri Galatasaray üzerine hiç yazı yazmadım.Uzunca bir sürede yazmayı düşünmüyordum.Lakin seçim karmaşasını atlattıktan sonra artık teknik adamın belli olacağı dönemde yazmak farz oldu.Yalnız oldukça uzun bir yazı yazacağımı şimdiden söylemeliyim.

Uzunca bir süredir tüm yazılanları çizilenleri çok dikkatli takip ediyorum.Fatih Terim'in gelmesinin an meselesi olduğu şu günlerde herkes fikrini ortaya atıyor.Blog dünyasında severek takip ettiğim birçok kişinin görüşlerini de okudum.Ve aklı selim galatasaray taraftarı olarak adlettiğim(kobay faresi olan ultra aslan grubunu dahil etmiyorum bu gruba) bu topluluk resmen ikiye bölünmüş durumda.Kimisi en doğru tercih olarak görüyor,kimisi kökten Fatih Terim ismine karşı,kimisi başka adam kalmadı mı temcit pilavı gibi sürekli bu adam mı gelecek diyor,kimisi yaşasın 2000 ruhu diyor.Gelgelelim bende nacizane fikirlerimi belirtmek isterim.

Bundan yaklaşık 2 ay önce galatasaray ile ilgili bir analizim olmuştu kendimce.Ve o gün yapılması gerekenleri küçük bir kağıda adımlar halinde not almıştım.Aynen aktarıyorum:

1-En kısa sürede seçime gidilmeli.
2-Başa gelen yönetim görev dağılımında işi profesyonellere bırakmalı.
3-Yönetim bu başarısızlığı çok iyi analiz etmeli.
4-Güçlü,basından gelecek olan eleştirelere kariyeriyle karşı duracak,yerli bir isim teknik adam olmalı.
5-Bir futbol aklı önderliğinde planlı,programlı bir yapılanma sürecine girilmeli.

İki ay önce kağıda bunları not almışım(tabi o zamanlar bloğumuz yoktu).Bu sürede seçim oldu,kaos bitti,yeni başkan seçildi.Ve belkide en önemli aşama olan teknik direktör seçimine geldi sıra.

Yazdıklarıma bakılırsa o gün Fatih Terim'i işaret etmişim.Nedenini ise gelin açıklayayım.Bu olaya duygusal bakmak yerine gelin analitik bir açıdan bakalım.

Bana kim teknik direktör olsun diye sorsanız hiç düşünmeden Abdullah Avcı derim.Benim için yılardan beri galatasaraya beklediğim teknik direktördür.Lakin işin başka bir boyutu var.Galatasaray tarihinin en kötü sezonunu geçirdi.Böyle bir dönemin ardından başa geçmek zor iştir.Abdullah Hoca'nın gelecek sezon üstüste 6-7 maç kazanamaması onun kovulması anlamına gelir.Ortada bir enkaz var ve bu takım seneye 6-7 maç üstüste kazanamayabilir.Ve real olan budur.Yani korkum şu ki Abdullah Hoca'nın böyle sağlıksız bir dönemde harcanıp gitmesidir.Basın böyle bir dönemde üstüne stajyer hoca yaftasını hemen yapıştırır tıpkı zamanında Skibbe'ye yapıldığı gibi.Demem o ki ben Abdullah Hoca'nın daha sağlıklı bir dönemde uzun süre teknik adamlık yapmasından yanayım.Ha bugün gelse yine çok sevinirim ama bu onun için çok iyi olmayabilir.Olsası galatasaray kariyerini Bülent Korkmaz gibi başlamadan bitirebilir.

Aslında kariyeri ile eleştirilerin karşısında durmaktan kastım budur işte.Galatasaray'ın gelecek sezon sendelediği dönemlerde basın-teknik adam oyununu çok iyi oynayan biri gerekli.Demeçleri ile takım üzerindeki okları başka yönlere yönlendirecek biri.Türkiye'de bunu en iyi yapan iki isim Fatih Terim ile Mustafa Denizli'dir.

Peki niye yerli?Çok basit.Hiçbir yabancı galatasaray'ın yaşadığı son sezonun bir yıkım olduğunu tam olarak kavrayamaz.Şu an galatasarayın başa gelecek teknik adamın uyum sürecini bekleyecek sabrı yok.Ünal Aysal'ın ilk başkanlığa aday olduğu konuşmasında ''ben sabırsız bir insanım'' demesi boşuna değil.Şu dönem için en iyi tercih yerlidir.


Gelelim şimdi Fatih Terim özeline.Bir kere türkiyenin gelmiş geçmiş en başarılı teknik adamıdır Fatih Terim.Bunu kimseyle tartışmam,tartıştığım kişininde futbol aklından şüphe ederim.Hem ulusal hem de uluslararası anlamda zirveyi görmüş tek teknik adamıdır türkiyenin.Galatasaray takımında kaptanlık yapmış,teknik adam olarakta bu takıma yön vermiş,galatasaray ruhunu çok iyi bilen bir isimdir.Sadece bu takıma değil türk futboluna yön vermiş bir isimdir.Bugün Fatih Terim ismine kökten karşı çıkan güruhun sebebi onun kişiliğini beğenmeyişleridir.Yalnız bugün Fatih Terim'i çok kendini beğenmiş diye nefret eden güruh Mourinho'yu taparcasına sevmektedir.İşte bu bana hiç samimi gelmemektedir.

Bir grup kesimde onun 2003'deki fiyasko sezonunu gösterip başarısız olacağını düşünmektedir.Buda bence çok yanlış bir düşünce.Ne Fatih Terim 8 sene önceki Fatih Terim ne de Galatasaray 8 sene önceki Galatasaray.Böyle bir kıyası yapanlarada gerçekten şaşırıyorum.

Birde yaşasın 2000 ruhu diyenler var.Terim'in tıpkı o yıllardaki gibi tüm kupaları süpüreceğini düşünüyorlar.Uzun vadede belki ama kısa vadede çok zor.Bu Polyanna bakışı da şu durum için gerçekçi değil.

Kabul edelim Galatasaray çok kötü bir sezonu geride bıraktı.Bunun altından kalkmak kolay olmayacak.Bu sezon yeniden yapılanacağız diyoruz.Unutmayalımki yapılanma bir süreç demektir.Yani sabırlı olmalıyız.Ben uzun vadede galatasaray'ın düzlüğe çıkacağını düşünüyorum.Kısa vadede de çıkabiliriz eğer ki çok akıllı adımlar atılırsa.Bu yüzden Fatih Terim'in bu iş için en uygun isim olduğunu düşünüyorum.

Ayrıca unutmayalım Fatih Terim iki yıldır güç depolamakta.Başa geçerse şayet hırsı,kazanma isteği tavan yapmış bir Fatih Terim göreceğiz.

Galatasaray'a artılarından biri de şu olacaktır Fatih Terim'in;bu adam 2 yıl öncesine kadar milli takımın teknik direktörüydü.Fatih Hoca zamanında milli takım alt yapı olarak Türkiye genelinde bir yapılanmaya gitti Fatih Terim ile koordineli olarak. Bu demek oluyor ki Fatih Terim Sivas'taki 12 yaşındaki yeteneği de biliyor,Ordu'daki 16 yaşındaki yeteneğide.Yani elinde çok geniş bir oyuncu veri tabanı var.Bu da galatasaraya oyuncu kazandırma anlamında büyük yarar sağlayacaktır.

İşe birde şu noktadan bakabiliriz ki bence en kritik nokta burası.Fatih Hoca bu ülke futbolunu Milli Takım zamanında da takip ediyordu,Milli Takım'ı bırakınca daha sık takip eder oldu.Yani bu ülkede Fenerbahçe'ninde,Trabzonspor'unda,Galatasaray'ında nerede eksiği olduğunu biliyor.Bu çok büyük bir avantaj.Fatih Terim Arda'nında,Baros'unda nasıl bir oyuncu olduğunu biliyor.Zaten çok zaman kaybetmiş bir takım için teknik adamın oyuncuları tanımak için harcayacağı zamanı kazanmak çok önemli.

İşe tam manasıyla analitik bakışım bu yöndedir.Şu zaman dilimi içerisinde en doğru ismin Fatih Terim olduğunu düşünüyorum.Ama dediğim gibi bu benim görüşüm.Ve çevreme baktığım zaman bu konuda çok farklı fikirler var.Hepsine saygı duyarım.Ama bu işe biraz mantık çerçevesinde bakabilmek lazım.Fatih Terim'i seversiniz yada sevmezsiniz.Ama kabul edin o bu kulübün Johan Cruyff'u.Hem futbolculuğuyla hemde teknik adamlığıyla bu kulübe yön vermiş bir insandır.Onun herşeyini tartışabilirsiniz ama tartışılmayacak tek noktası vardır o da sahip olduğu galatasaray sevgisidir.

Hiç yorum yok: