19 Mayıs 2011 Perşembe

Yeni Bir Sistemin İlk Mesajları


Ünal Aysal seçim günü 1905. oyu alarak başkan olması kesinleştiği zaman;seçim salonuna girer.Uzatılan mikrofona ilk duyguları sorulur.O gün başkan seçilmiş bir insanın ağzından ilk olarak şu cümleler dökülür ''Benim bir tek hayalim var;o da eskisi gibi Fenerbahçeli,Beşiktaşlı,Trabzonlu kardeşlerimizle beraber tıpkı eski günlerde olduğu gibi yanyana maç izleyebilmek.''

Ünal Aysal'ın aslında çok değişik bir başkan olacağını ağzından çıkan bu sözlerle anlayabilirsiniz.Başkan bu ülke topraklarında pekte alışık olmadığımız bir usluba sahip.Yönetim anlayışında belirleyeceği ilkeler ise tam bir kapalı kutu idi.Sadece galatasaraylılar değil tüm türkiye nasıl başkanla karşılaşacaklarını merak ediyordu.Benimde büyük meraklarım vardı.Kafamda kurduğum Ünal Aysal portresini bugün katıldığı programla daha bir pekiştirdim.

Öncelikle şunu söylemeliyim çok zihin açıcı bir program oldu.Ünal Aysal'ın benimseyeceği yönetim anlayışı ve yapmak istediği projeler adına taraftarı çok aydınlatıcı bir sohbet gerçekleşti.

Bugün son yazdığım yazının son cümlesinde umarım Ünal Aysal kafamda oluşturduğum düşünceleri yanıltmaz demiştim.İtiraf etmek gerekirse yanıltmayı bırakın beni çok heyacanlandıran bir sohbet oldu.Sakın transferlere falan heyecanlandığımı sanmayın.Beni mutlu eden Ünal Aysal'ın vaat ettiği kurumsal yapı.

Sayın başkan gerçekten çok farklı bir  profil çiziyor.Konuşmaları,üslubu,her konuyu açık bir şekilde ifade etmesi gerçekten güzel.Ancak en dikkat çekici özelliği olaylara çok profesyonel yaklaşması.Bakış açısında mantığını daha ön planda tutuyor.Bu yönetim ve karar aşamasında büyük avantaj sağlayacaktır.

Benim yıllardır sürekli dile getirdiğim dünya kulüplerinin şu an uyguladığı profesyonel yönetici sistemini Ünal Aysal'ında kulüp felsefesi olarak benimsemesi beni çok mutlu etti.Progaram boyunca kurumsal yapılanma sözcüğünü çok sık kullandı.Hatta bu sistemin çok geç kalınmış bir sistem olduğunu söylemesi ve bu sistemi uygulamadaki kararlılığı beni en çok mutlu eden husustu.Bir önceki yazıda belirttiğimiz zihinsel devrimin ilk adımları bu olsa gerek.

Ayrıca şunuda belirtmek gerek başkan zor bir görevi devraldı.Adnan Polat finansal anlamda dar boğazdan çıktık derken meğer temmuz ayında nakit 100 milyon avroluk borç ödemesi mevcutmuş.Üstelik 2 senelik gelirlerde şu anda borçlara aktarılmış durumda.Yani kulüp olarak 2 senelik gelirlere el konulmuş durumda.Ekonomik anlamda başkanı sıkıntılı bir süreç bekliyor.



Başkan ayrıca Peter Kenyon,Thomas Kurth gibi isimlerinde kulübe danışman olarak hizmet vereceğeni söyledi.Buda önemli bir adımdır.

Ünal Aysal'ın bir çok başkan gibi koltuk sevdası yok.Kendisi çok açık bir şekilde 3 sene sonra yokum diyor.Görevini tamamlayıp gideceğini söylüyor.Ama bence en umut verici söylemi yönetimsel anlamda dünya futbolunu bugün sahip olduğu kurumsal yapı modelini kulübe oturtup daha sonra gelecek olan başkanların da bu yoldan gitmesini sağlayacağını dile getirdi.İşte yıllardan beri beklediğim açıklama.Galatasary bir kuüp politikası belirleyecek ve bundan sonraki dönemlerde kim başkan olursa olsun bu politika devam ettirilimiş olacak.Buda yönetimsel zihniyet istikrarını sağlamış olacak.Galatasaray'ın gerçekten değişeceğinin bir göstergesi bu..

Tabi bu arada Ünal Aysal Fatih Terim isminide açıkladı.Ayrıca Elmander ile de anlaşldığını duyurdu.


Sonuç olarak başkan dersine çok iyi çalışmış.Uzun vadeli devrim niteliğinde projeleriyle çok şey vaat ediyor.Açık konuşmak gerekirse zamanında Adnan Polat da çok şeyler vaat ediyordu.Ama gelinen nokta ortada.Temkinli yaklaşmak lazım.Ama şunu söylemeliyimki Ünal Aysal'ın kurumsal anlamda kafasındaki projeyi şu ana kadar kimse ağzına bile almamıştı.Ama başkan çok kararlı.Benim başkana karşı kafamda oluşan düşünceler tam anlamıyla oturdu.Galatasaray'da yeni bir dönemin başladığını düşünüyorum.

Hiç yorum yok: