2 Haziran 2011 Perşembe

Bu Adam Kesinlikle Kalmalı!!!


Takıma gidenlerin,gelenlerin telaşını yaşadığımız şu günlerde herkes kimlerin geleceğine odaklanıyor.Bu takımda kimlerin geleceği kadar kimlerin gideceği de çok büyük önem arz ediyor.Daha önce beş kişiyle yolları ayırdık.Bunlar hakkımdaki görüşlerimi yazmıştım.Özellikle son bir aydır Lorik Cana'nın satılacağı konuşuluyor.Lazio'nun onu çok ciddi bir şekilde istediğini biliyoruz.Gidişat sanki galatasarayında onu bir şekilde elden çıkaracağı yönünde.

En son söyleyeceğimi en başta söyleyeyim;bu adamın satılması büyük hata olur.Neil için bahsettiğim liderlik özelliği bu adamda çok daha fazla var.Maesilya gibi kaynar kazan olan bir takımda sizi 21 yaşında kaptan yapıyorlarsa bu adamın liderlik özelliği hakkında çok fazla konuşmaya gerek yok.Marsilya'lıların bugün bile taptığı bir adamdır Lorik Cana.Onlar için Niang veya Lucho Gonzales iyi futbolcudur.Severler.Fakat Lorik Cana onlar için bir ilahtır.Tıpkp zamanında Didier Deschamps'ın olduğu gibi.Marsilya tribünleri sever böyle savaşçı adamları.Kendisini takımına adayanları.




Marsilya sonrası gittiği Sunderland'de de kapıdan içeri girer girmez hemen koluna taktılar kaptanlık pazubandını.Doğuştan lider karakterli bir futbolcu olarak ondan sonuna kadar faydalanmak istediler.Sunderland'den ayrılırken taraftarlar adeta çıldırdı.Kulübü isyan yağmuruna tuttular.En sonunda Sunderland menajeri Steve Bruce bir basın toplantısı yapmak zorunda kaldı.Cana'nın kendi isteği ile gittiğini ve onu göndermek zorunda kaldıklarını dile getirdi.Kulübe karşı büyüyen öfke seli yerine gözlerde vuku bulan gözyaşlarına bıraktı.Eğer siz bir kulüpte çok kısa süre futbol oynayıp daha sonra oradan ayrılırken taraftarlar arkanızdan gözyaşı döküyorsa siz gerçekten büyük topçusunuz demektir.

Galatasaraya gelmesinin asıl nedeni galatasarayı çok seviyor olmasıydı.Çünkü zamanında babasıda galatasarayda top koşturmuştu.Belkide birçok galatasaraylıyım diye geçinen insanlardan daha fazla seviyordu galatasarayı.Pek iyi başlayamadı galatasaray kariyerine.Rijkard daha pasör birini istiyordu.Genelde onu sonradan almayı yeğliyordu.Rijkard gidince Hagi geldi.Hagi sever böyle adamları.Ve takımda en güvendiği isimlerden biri oldu.Yeri geldi stopere koydu çıktı aslanlar gibi oynadı.O dönem resmen darmadağın olan takımın ayakta kalan ender isimlerinden biri oldu.Bakın devre arası Cana'yı Aston Villa,Lazio gibi iyi takımlar istiyordu.Üstelik yarım sezonluk galatasaray kariyerinde dişe dokunur birşey yapmadan.Her ne kadar ülkemin çok bilmiş yorumcuları her hafta bıkmadan usanmadan ''Cana gibi Bank Asya'da yüz tane yopçu var'' diyerek onu küçümsesede avrupa onun nasıl bir futbolcu olduğunu çok iyi biliyordu.




Yukarıdaki resme dikkat edin.Cana'nın nasıl bir adam olduğunu bu kare çok iyi anlatıyorMarsilya bir kupa kaybediyor.Nasri yıkılmış,çocuk gibi ağlıyor.Fakat Cana gelip onu babası gibi kucaklayarak teselli ediyor.Her şartta başı dik.Tam bir lider.Zannetmeyinki Cana bu fotoda çok yaşlı.Nasri 19 yaşında ise o da 23-24 yaşlarında.Ve bu yaşta takıma yapmış olduğu liderlik ortada.

Bu adam bu takımdan kesinlikle gitmemeli.4-5 milyon avro için bu adam harcanmamalı.Çünkü avrupada bu gibi lider oyuncuları kulübünden koparmak için en az 10 milyon avroyu gözden çıkarmalısınız.Lorik Cana'ya gelecek sezon galatasarayın çok ihtiyacı var.Kalstömlü,Selçuklu,Canalı orta sahayı bir düşünsenize.Ve bu adamların alternatifleri Yekta,Culio...Tadından yenmez bir orta saha olur.Hepsini geçtim benim için büyük topçu sadece çalım atan,gol atan,asist yapan adam değildir.Benim için büyük topçu takımı için tekmeye kafa sokan,sakatlanma pahasına kendini sakınmadan rakibin ayağına kayan,takımı maç kaybettiği zaman hırsından çıldıran,üzerine giydiği parçalıyı kutsal sayıp teriyle o formayı sırılsıklam yapan,takımı kupayı kaybettiği zaman herkes kafasını yere eğerken o hep dik duran,kulübünden ayrıldığı zaman arkasından gözyaşı dökülen adamdır.İşte Lorik Cana böyle bir adamdır.

Lorik Cana Kosova Savaşını görmüş bir adamdır.Ve derlerki:''savaşın çocukları savaşçı olur''.Tıpkı LORİK CANA gibi.

Hiç yorum yok: