15 Haziran 2011 Çarşamba

Şampiyonluğun Olmazsa Olmazı:Savunma


''Hücumlar maç kazandırır,savunmalar şampiyon yapar''.Bu söz genel anlamda basketbol için kullanılsada futbol içinde hayli geçerli bir sözdür.Bugün avrupanın beş büyük liginde şampiyon olmuş takımları incelersek ligi şampiyon bitiren takımların ligin en az gol yiyen takımı hadi bilemediniz ikinci takımı olduğunu görürsünüz.Bu da günümüz futbolunda savunmanın ne kadar önemli olduğunu gösteren bir nokta.Yukarıdaki şema ise zamanında italyanların dünyayı kasıp kavurduğu catenaccio sisteminin basit bir şeması.İtalyanların bu eşsiz savunma sistemiyle geçmişte futbolun zirve noktası olmuştu.Tıpkı günümüzün barcelonası gibi.

Savunma yapmak ya da defans yapmak aslında sandığımız kadar nefret edici birşey değil.Tabiki tüm kurgunuzu ve oyun anlayışınızı gol yememe ve müdaafa yapma üzerine kurarsanız(misal Euro 2004 şampiyonu Yunanistan gibi) işte o zaman savunma çok çirkin bir hal alır.Bir nevi insanı futboldan  soğutur desek yeridir.Bu yüzden her takımın başarılı olabilmek adına dengeli bir futbol oynaması şarttır.Çok iyi hücum edip kötü bir savunma sahipseniz başarılı olmanız imkansızdır.Veya çok iyi savunma yapıp kötü hücum varyasyonları kullanırsanızda başarılı olmazsınız.Amacınız bu iki olgu arasında dengeyi yakalamaktır.


Aslında savunma olgusunuda hücum gibi algılayabiliriz.Nasılki hücum yapmak bir sanatsa savunma yapmakta bir sanattır.Bahsettiğim savunma salt topun arkasına geçmek değil,sistemli bir savunma anlayışı.Mesela geçen sene Mourinho'nun İnter'inin Nou Camp'ta Barcelona'ya karşı yaptığı savunmayı ders niteliğinde futbol okullarında okutabilirsiniz.Saha içerisinde kusursuz yerleşim,kademeli yardımlaşma,pas kanallarını tıkama gibi muazzam bir taktikle Barcelona'yı en son çaresiz bırakan adamdır Mourinho.

Avrupa liglerindeki şampiyonları ve yedikleri golleri şöyle bir incelersek.Premier ligde Manu sezon boyunca 37 gol yemiş.Onu bu noktada Chelsea ve M.City 33 gol yiyerek geçmişler.İtalya Seria A ise Milan sezon boyunca yediği 24 gol ile açık ara ligin en az gol yiyen takımı.La Liga'da Barcelona yediği 21 golle ligin en az gol yiyen takımı.Fransa'da Lille  36 gol yiyerek 35 gol yemiş Rennes'den sonra geliyor.Almanyada ise Dortmund yediği 22 golle  liginin en az gol yiyerek şampiyonu olmuş.Bizim ligimizde ise durum biraz farklı.Şampiyon fenerbahçe 34 gol yemiş.Takipçisi trabzonspor ise 23 gol gibi çok az bir rakam tutturmuş.Gerçi her iki takımında ligi aynı puanda bitirdiğini düşünsek bile bu durum biraz ezberleri bozmuş.Zaten fenerbahçenin bu sezonki şampiyonluğıda ezber bozan cinsten değil miydi?


Dünyanın açık ara en iyi takımı barcelonanın avrupanın en az gol yiyen şampiyonu olduğunu farketmişsinizdir.Ayrıca bu takım dünyanın en iyi hücum varyasyonları düzenleyen ekibi.İşte dediğimiz dengeli futbol bu.En iyi olmak istiyorsanız savunma ve hücum arasındaki dengeyi kurmalısınız.Ama yinede bu denge içerisinde can alıcı nokta savunmadır.Misal bu sezon Bayern Münich attığı 81 golle ligin şampiyonunda 12 gol fazla atmıştır.Lakin yediği 40 gol onu ancak üçüncü sırada tutmuştur.Keza Real Madrid'inde sezonu 103 golle tamaladığını hatırlatnak isterim.

En basitinden halı sahada bile savunma belirleyici unsurdur.Ben ne zaman halı sahada maç yapmaya kalksam önce savunmamı belirlerim.Savunma yoksa maçı asla kazamazsınız.

Tüm bunların ışığında galatasarayın da artık çok kaliteli bir savunma taviyeleri yapması gerektiğini söylemeden geçemicem.Gündemde sürekli hücum oyuncularının transferi var.Lakin ileriye Drogba'yı,kaleye Muslera'yı alsanız bile iyi bir savunma tandemi olmadan başarı gelmez.O yüzden bu takımın en elzem transfer bölgesi savunmadır.Belirtmekte fayda var.

Hiç yorum yok: