6 Haziran 2011 Pazartesi

Bundesliga'da 2010-2011 Sezonu


Şüphesizki Bundesliga bu sezon takip ettiğim en keyifli liglerden biriydi.Zaten marka değerini her geçen gün arttıran bir lig olan Bundesliga birçok sezonda çıkardığı sürpriz şampiyonlarla da rekabet düzeyinin oldukça yüksek olduğu bir lig.

Bundesliga'da bu sezonu anlatacak olursak galiba her paragrafta Borussia Dortmund'dan bahsetmek gerek.Sezon boyunca ligi hem puan hem de futbol bakımından tam anlamıyla domine ettiler.Jurgen Klopp'un oynattığı akıcı hücum futbolu bu sezon resmen Bundesliga'yı fethetti.Aslında Dortmund'u daha yakından incelersek bu başarının asla tesadüf olmadığını görürüz.Sistemli ve sabırlı bir yaplanmanın sonucunda başarının kaçınılmaz bir şekilde geldiğini gösteren çok güzel bir hikayedir Dortmund'un hikayesi.


Son şampiyonluğunu 2002 yılında yaşamış ve o dönemden sonra dibi vurmuş bir kulüptür Dortmund.Özellikle ekonomik anlamda iflasın eşiğine gelmiştir.Ve o zor dönemlerde Dotmund kulübü kendi yol haritasını çizmeye  karar verir.Amaç pahalı transferlerden önce kulübün üzerine bir kara bulut gibi çöken borçları bir an önce ödemek.Bankalardan çekilen krediler transferlere kullanılmak yerine borçların ödenmesi için kullanıldı.Transferde ise kulübün politikası genç,başarıya aç ve maliyeti az isimleri kadroya katmaktı.Tabiki başarısızlığın tavan yaptığı dönemlerde bile kulübün sportif direktörü Zorc'un takımda istikrarlı bir şekilde kalması Dortmund'un bu döneme kadar gelen süreçte belli bir çizgide giden futbol aklına sahip olduğunu gösteriyor.Ve bugünkü başarının anahtar noktalarından biri de kulübün en zor zamanlarında gönderilmeyen sportif direktör Zorc'tur.

Tabiki kulübün başına Klopp'un geçmesi bir milat olmuştur.Oyuncularla kurduğu çok yakın iletişim,disiplinin yanında sahip olduğu anlayışlı yapı ve bünyesinde barındırdığı başarıya aç ve idealist karakter Klopp'un bu başarıyı yakalamasında temel etken olmuşlardır.

Sezon başında Dortmund'un en pahalı transferi 4.5 milyon avro ile Lewandovski'dir.Kalan bir çok oyuncu alt yapıdan gelmedir.Sezonun parlayan isimlerinden biri olan Kagawa ise 500 bin avro maliyetle alınmıştır.

Bu kadar Dortmund tanıtımından sonra lige dönecek olursak sezonun başında yakaladığı seri galibiyetlerle ve akıcı hücum futboluyla Dortmund puan olarak bir anda öne fırladı.Ligin başlarında yükseldiği liderlik koltuğunu sezonun tamamında bırakmadı.Bazen ikinci ile fark 13 oldu bazen 5.Ama sonunda Dortmund bu sezon oynadığı futbolla Bundesliga takımlarının kat be kat önündeydi.


Gelelim son şampiyonun çöküşüne.Geçen sezon ligi şampiyon bitiren,şampiyonlar liginde de finale çıkan Bayern Münich'i bitiren bir numaralı unsur 2010 dünya kupası oldu.Çok yoğun geçen bir sezonun ardından gelen dünya kupası Münich'li oyuncuları fizik olarak çok zorladı(Münich on birinin neredeyse tamamı dünya kupasında oynadı).Birde bunun üstüne takımın süper ikilisi Robben-Ribery ikilisinin bitmek tükenmek bilmeyen uzun süreli sakatlıkları olunca Münich'in düşüşü kaçınılmaz oldu.Bayern belki yinede şampiyon olabilirlerdi fakat kimse Dortmund'dan bu kadar şahane bir performans beklemiyordu.Sezonun başında yaşanan puan kayıpları ile açılan puan farkını bütün bir sezon boyunca kapatamadılar.Ama onlar için bu ligde kırılma anı olan maç kendi evlerinde Dortmund'la yaptıkları maçtır.Eğerki o maçı kaybetmeselerdi bugün belkide Bundesliga'nın tarihi değişebilirdi.


Sezon boyunca Dortmund'un ensesinden ayrılmayan tek takım ise Bayer Leverkusen'di.Her şartta mücadelelerinden asla ödün vermediler.Onların izlediği politika da genç ve yetenekli oyuncular üzerine.Fakat bir türlü teknik adam istikrarını sağlayamadıkları için Dortmund seviyesine erişemiyorlar.Puan farkını bir ara beşe indirmelerine rağmen yinede daha öteye gidemediler.Ama bence bu sezon gösterdikleri performansı takdir etmemek elde değil.

Sezonun belkide en büyük hayal kırıklıkları Wolfsburg ve Schalke idi.2009 yılının şampiyonu Wolfsburg bu sezonun son maçına kadar küme düşme hattındaydı.Kadro olarakta gerçekten iyi bir kadroları olmasına rağmen Mcleren aşısının tutmaması onları bu noktalara getirdi.Schalke'de keza öyle.Sezona müthiş transferle başladılar.Hedef şampiyonluktu fakat onlarda ligden çok erken koptu.Yinede bu sezon şampiyonlar liginde oynadıkları yarı final oynamaları ve Almanya Kupasını kazanmları onlar için bir teselli oldu.

Sezonun sürpriz çıkışına imza ata ise son ana kadar Bayern'le şampiyonlar ligi mücadelesi veren Hannover 96 idi.Mütevazı ekip Bavyera devine bildiğiniz kafa tuttu.Yalnız nefesleri yetmadi.

Bundesliga bu sezon tıpkı diğer sezonlarda olduğu gibi bizleri ihya etmeyi başardı.Tıklım tıklım dolu tribünler önünde ortaya konan bol hücumlu futbol bizler için bu sezonu oldukça keyifli kıldı.Borussia Dortmund'un şampiyon olarak dünya futboluna verdiği dersi çok iyi çalışmak gerek.Dortmund'un başarısının altında sadece bir şampiyonluk kupası yatmıyor.Daha serinlere indiğimizde futbolun çok basit doğruları olduğunu gösteriyor.Tek yapmamız gereken ise futbolun bu çok basit doğrularını uygulamak.Tıpkı Borussia Dortmund'un uyguladığı gibi.
Aşağıda Dortmund'la ilgili daha önce yazdığım yazı mevcuttur.
  
Barcelona'yı Değil Dortmund'u Örnek Almalıyız

Hiç yorum yok: