10 Haziran 2011 Cuma

Her Daim Rotayı Kırdığımız Gurbetçi Futbolcular


Cumhuriyet tarihimizin dönüm noktalarından biridir Gurbetçi olayı.Çok uzun yıllar önce anadolunun kırsal kesiminden halk;evini,yurdunu,ailesini bırakıp para kazanmak adına Almanya'ya göçerdi.Orada işçi olarak çalışır,düzenini kuruncada ailesini de yanına alırdı.''Gurbetçi'' terimi o zamanlardan yerleşmişti.Almanya'daki Türk işçiler zaman içerisinde dahada arttı.Türkler Almanya'da bir azınlık olmaktan çıkıp bir topluluk haline geldi.Almanya'ya yerleşen Türkler 3. neslini yaşıyorlar.Yıllar öncesinde tek amacı para kazanmak olarak Almanya'ya yerleşen bu cüzi topluluk bugün hem Milli takımın hem de kulüp takımlarımızın can simidi haline geldi.Kısaca Almanya'da yaşayan Türkler bugünkü Türk futbolunun can damarı oldular.

Burada hayat kuran Türk aileleri çocukarınıda bu topraklarda dünyaya getiriyordu.Ve dünyaya gelen çocuk büyüdüğü vakit dışlanıldığı bir ortamda buluyor kendini.Almanların Türklere Mesut Özil'den sonra yaklaştığı hoşgörüyü daha önceleri de gösterdiğini sanmayın.Bir Türk gencinin Almanlara kendisini ispatlayabilmesinin en kestirme yolu futbol idi.Ve böylece birçok Türk genci Almanya'nın çeşitli kulüplerinde futbol oynamaya başladı.


Türk gençlerinin genlerinde sahip oldukları yetenek,Almanların kusursuz disipliniyle birleşince o gün futbol tarlasına atılan bu tohumlar zamanla yeşermeye başlıyor.Gurbetçi Türk futbolcuların en büyük şansı Alman alt yapısında yetişmiş olmaları.Almanların kusursuz organizasyon yapısına sahip olduğunu hepimiz biliyoruz.Almanların felsefesi kusursuz disiplin,her zaman var olan bir sistem ve hayat boyu çalışmaktır.Yani bir Türkün bünyesinde kesinlikle bulunmayan genetik kodlar.Almanların sahip olduğu bu yapının üzerine Türk yeteneğini eklediğinizde karşınıza Mehmet Sholl,Nuri Şahin,Hamit Altıntop,Mesut Özil gibi isimler çıkıyor.


1980'li yıllarda Türkiyeye ilk olrak İlyas Tüfekçi,Uğur Tütüneker,Erhan Önal,Erdal Keser gibi gurbetçi futbolcular transfer edildi.Özellikle Galatasaray'a gelen Uğur Tütüneker,Erhan Önal ve Erdal Keser galatasarayın yapısını çok değiştirmişlerdir.Takıma geldikleri zaman türk oyuncuların profesyonellikle alakası olmadığını gördüler.Jupp Derwal'le birlikte bu üç gurbetçi futbolcu takımı tamamen etkilediler.Çalışkanlıkları,disiplinleri,profesyonel anlayışları ile diğer oyunculara örnek oldular.Galatasaraydaki bu değişim 14 senedir şampiyon olamamış takımı şampiyon yaptı.Bir nevi takım içinde alman devrimi yaşandı.Bu yıllardan sonra sürekli gurbetçi futbolcuları transfer ettik.Bir şekilde onlardan yarar sağlamaya çalıştık.


İşte gurbetçi futbolcuların  en büyük artısı buydu.Sahip oldukları alman disiplinini,profesyonellik anlayışını Türkiyeye getirdiler.Türk oyuncular profesyonel futbolla bir başka türk oyuncular sayesinde tanışmış oldu.

Gurbetçi futbolcuların alman alt yapısında almış oldukarı eğitim onları bir adım öne çıkarıyor.70 milyonluk ülke nufüsundan çıkmayan yıkdızları 2-3 milyonluk gurbetçi türk oyunculardan çıkmasını da bu şekilde açıklayabiliriz.Türkiyede alt yapı eğitimi tam anlamıyla çağ dışı yapılıyor.Alt yapılarda uzun boylu çocuğu kaleye,iri yarı çocuğu defansa,hızlı olan çocuğu da forvete koyup geçiyoruz.Bizde alt yapı eğitimi bundan ibaret.Arda'nın ''Ben 4-4-2 oynamayı milli takımda öğrendim'' sözü bence herşeyi açıklıyor.Mesela Ajax alt yapısında çocukların çok küçük yaşlarda genetik haritası çıkarılarak hangi mevkiye daha yatkın oldukları tespit ediliyor.Bizde ise göz kararı seçmece.


Hiddink de türk futbolunun alt yapısının bir hiç olduğunun farkında.Bunun hemen düzeltilemeyeceğininde.O yüzden geleceğin milli takımını inşaa edereken iskeleti alt yapı eğitimini dışarıdan almış oyuncular üzerine kuruyor.Bu yüzdendirki Necip Uysal'a,Egemen Korkmaz'a yada Toraman'a güvenmek yerine Tunay Torun'a,Mehmet Ekici'ye,Gökhan Töre'ye güveniyor.


Almanlar da artık gurbetçi futbolcuların değerini anladı.Özellikle Mesut'tan sonra.Bir zamanlar kendi ülkelerinde dahi bulunmasını istemedikleri türkleri artık elden kaçırmamak adına profesyonel bir birim bile kurdular.Mesut'un yakmış olduğu göçmen ateşi bugün tüm almanyayı sarmış durumda.Artık milli takımdaki oyuncularının kökenleri dünya karması gibi.

Biz ise gurbetçi ateşini 30 yıl önce yakmıştık.Kayserispor'un genç gurbetçilerle yaptıkları ortada.Cenk Tosun'un yarım sezonda yaptıkları da.Real Madrid'e transfer olan ilk türk oyuncular  Nuri ve Hamit'in alman alt yapısında yetişmiş olması bir tesadüf olamaz.Zamanında İlyas Tüfekçi'lerle,Erhan Önal'larla,Erdal Keser'lerle,Uğur Tütüneker'lerlebaşlayan gurbetçi akını bugün Veli Kavlak'larla,Tanju Kayhan'larla,Burak Kaplan'larla,Yasin Pehlivan'larla devam ediyor.70 milyonluk ülkenin futbol umudu 3 milyon nüfuslu gurbetçi futbolcuların elinde.Bu ülkedeki çağ dışı alt yapı eğitimsizliği değişmediği sürecede bu hep böyle kalacak

Hiç yorum yok: