4 Haziran 2011 Cumartesi

Çocuk Düşlerimiz Yok Artık


Her geçen gün zaman akıp gidiyor.Şahıslar değişiyor,mekanlar değişiyor,şartlar değişiyor.Değişmeyen tek şey zamanın değişmesi.Zaman akıp geçtikçe bizde büyüyoruz.Boyumuz uzuyor,kilo alıyoruz,akıl melekelerimiz gelişiyor...Kısaca biz değişiyoruz.Kişilik dediğimiz olgumuzun üzerine her geçen gün bir çentik daha atılıyor.Daha önceleri hiç yapmadığımız şeyleri yapmaya başlıyoruz.Hayatta yapmam dediklerimizi bir bakmışız sürekli yapmaya başlamışız.

Hayat ilerledikçe karmaşası dahada artıyor.Karmaşası dahada arttıkça bizde karmaşık bir hal alıyoruz.Hayatın keşmekeşinde kaybolmaya başlıyoruz.Kapımızda oturan komşumuza merhaba demeye vakit bulamıyoruz.En yakın akrabalarımızı ziyaret edecek zaman bulamıyoruz.

Ben hayatı okyanus üzerine bırakılmış bir cam şişe gibi görürüm.Bizi ise o cam şişenin içinde yaşayan canlılar.Hayat dediğimiz telaşede bu cam şişeinin gel gitlerle bir o yana bir bu yana sallanmasıdır.Tıpkı bizim hayatta bir o yana bir bu yana sallanmamız gibi.Biz sallandıkça biz olmaktan çıkarız.Hayatta yaşadıklarımız bize hep şekil verirler.Askere gidersin bambaşka bir adam olarak geri dönersin.Anne olursun bambaşka bir insan haline gelirsin.Benim gibi birine delice aşık olursun hiç olmayacağın biri gibi olursun.Artık sen yoksundur.Sen maddeyken cisim olmuşsundur.

Çocukken hep büyümek isteriz.Bir an önce büyüsekte şunu şunu yapsak deriz.Büyüyüp çalışmak,aşık olmak iş sahibi olmak isteriz.Ama bir an önce isteriz.Hemen olsun isteriz.Çocukluk dediğimiz olgunun bir angarya olduğunu düşünürüz.Gerçi haksızda sayılmazmışız o dönemler bize yapılan dayatmaları gördükçe...

Ama şimdi anlıyorumki keşke hiç büyümeseydim.Hayatı hep çocuksu gözlerle görseydim.Hep çocukluğumun hayalleri ile yaşasaydım.Ben çocukken Galatasaray'da futbol oynamayı hayal ederdim.Şimdi mahallede bile oynayamıyorum.Çocukken kusursuz bir aşk hayal ederdim.Hep mutlu olacağım,hiç ayrılmayacağım birini.Kusursuz birini buldum ama sonsuzluk noktasında ıskaladım.Ben hep mutlu olmayı hayal ederdim.Hep gülmeyi.Hep eğlenmeyi.Hayatı sonuna kadar yaşamayı.Hangimiz bunları hayal etmedi ki?

Büyüyoruz.Büyüdükçe sevimsizleşiyoruz.Mutsuzlaşıyoruz.Büyüdükçe elimizdeki değerleri tek tek yitiriyoruz.Çocukken hayal ettiğim düşler tek tek elimden düşerek kırılıyor.Bir cam parçası gibi bin parçaya ayrılıyor bir daha hiç toplanmamacasına.Ve ben her büyüdüğümü hissettiğim anda içimden birşeylerin koptuğunu hissediyorum.Her büyüyüşümde bir gün çocukluk dostumu kabediyorum bir diğer gün mahalleye çıkarken elimde yiyerek gittiğim salçalı ekmeğimi.

Birgün yaşlandığım vakit(eğerki o günleri görebilirsem) çocukluğuma en yaklaştığım vakit olacak.Çünkü o günlerde tıpkı çocukluğumdaki gibi olacak.Nasılki çocukluğumuzda hayata bir şekilde tutunmaya çalışıyorsak yaşlılığımızdada hayattan bir şekilde kopmaya çalışacağız.Nasılki çocukken hayata atılmanın heyacanı içimizi kıpır kıpır ederken yaşlılığımızda da bu hayattan kopmanın tatlı huzuru olacak içimizde.Bir sandelyenin üstünde,bir ömür yaşadıklarımızı düşünerek sessiz sedasız çekip gideceğiz bu hayattan.Düşlerimizi de kucağımıza alarak.....

Hiç yorum yok: